Kayıtlar

Bozcaada ve tütsülenmiş Burak

Resim
 Yaz ayları her zaman olduğu gibi, iş seyahatleri ve tatil ile geçti. Orman kampları da yapılamıyor, yangın riski nedeniyle. Bugün yarın derken eylülün sonunu bulduk. Yaza veda gibi olsun diyerek Bozcaada’ya gitmeye karar verdik. Yol uzun olduğu için 2 gece konaklama planladık. Perşembe gecesi gece yarısından sonra, saat 1:00’de Kağıthane’de buluştuk ve yola çıktık. Tem otoyolundan Tekirdağ’a vardık. Yol üzerinde gece çorbası için Melih Öge ve Özcanlar’ı kontrol ettik ama her ikisi de kapalıydı. Sürpriz olmadı, çünkü bu yolları çok sık gidip geldiğim için geceleri belli bir saatten sonra her ikisinin de kapalı olacağını tahmin ediyordum. Ama bir keresinde Tekirdağ Çorbacısında durmuştum. 24 saat açık bir lokanta. Çeşit çeşit çorba servisi var, merkezde, sahil yolu üzerinde. Saat 3:00 gibi oradaydık. Şahane işkembe ve kelle paça çorbalarımızı ve de çaylarımızı içip, yola devam ettik. Malkara öncesi, otoyola girdik. Çanakkale Köprüsü’nü geçince Shell istasyonunda kahve molası i

Balaban'da trekking

Resim
2023 bahar ayları yoğun bir iş temposu ile geçmişti. Çok fazla şehir dışı seyahat, yoğun iş temposu ve yaza giriş sebebiyle bir türlü kamp için vakit bulamadık. Bir yandan çılgın enflasyonun yarattığı maliyet baskısı, öte yandan yaklaşan seçim yüzünden yaşadığımız stres nedeniyle bir türlü harekete geçemedik. Mayıs ayının ortalarında Burak’ın dükkanında karar vermiştik ne yapmak istediğimize. Kırklareli civarı yürüyüş yapıp bir rota takip etmeye, sonrasında da hamaklar ile bir konaklama düzeneği kurmaya karar vermiştik.  Ama günler haftalar birbirini kovaladı ve zaman ayıramadık bir türlü. Sonunda yangınları önlemek için uygulanan orman giriş yasağı öncesi yola çıkalım dedik. Tam da bizim yola çıkmaya karar verdiğimiz Temmuz’un ilk haftası orman yasakları başladı. Biz yine de gidelim dedik ve sözleştik. Burak ve Gökhan beni almak için Kağıthane’ye geldi. Eşyaları arabaya yerleştirdik. Yürüyüş yapıp hamakta uyuyacağımız için malzeme çok değildi. Ama yine de arabaya sandalyeleri ve çadır

Kaçamak Kerevizdere

Resim
Kışın birkaç kamp planımız oldu. Ama hem süregelen ekonomik kriz hem de şubat başında meydana gelen deprem yüzünden bozulan moraller nedeniyle canımız bir şey yapmak istemedi.  Zaten asıl hedefimiz bir kar kampıydı. Kar mar da yağmadı zaten. Bugün yarın derken mart ayını devirince e hadi, eski dosta bir merhaba diyelim dedik ve Kerevizdere’ye doğru yola çıktık. Hafta sonu ve hava güzel ama ramazan ayı olduğu için etrafın tenha olacağını düşündük. Önce Tekirdağ’da Melih Öge’de çorba molası verdik. Güzel bir sabah kelle paça çorbası üzerine yola devam ettik. Malkara’dan otobana girip, Gelibolu’dan çıktık ve Eceabat’ta alışveriş yaptık. Yol üzerinde Gökhan’ın eskiden hatırladığı bir kasaptan köfte aldık, fırından ekmek aldık, Şok marketten de diğer alışverişimizi tamamlayıp Kerevizdere’ye doğru yola devam ettik. Öncesinde Alçıtepe’de kısa bir mola verip, son kalan birkaç küçük alışverişimizi de tamamladık. Zaten defalarca gittiğimiz bir yer olduğu neyle karşılaşacağımızı biliyorduk. Eşyal

Kındıracı İnönü

Resim
 Kındıra ekibi olarak kışa girmeden ufak bir kaçamak yapmak için yola çıktık. Gökhan ve Burak beni evden aldılar ve Ulvi ile buluşmak üzere TEM üzerinden İzmit’e gittik. Tren garının önünde Ulvi ile buluştuktan sonra kahvaltı yapmak için Ulvi bizi bir simitçiye götürdü. Bol bol simit, menemen ve peynir tabakları ile karnımızı doyurup, Ulvi’nin arabanın katılımı ile hedefimize doğru yola çıktık. Hep görmek istediğimiz ama ulaşımı kolay, büyük şehirlere de yakın diye özelikle hafta sonu ve yaz aylarına kalabalık olduğu için gitmediğimiz İnönü yaylasına doğru yola çıktık. Ama öncesinde alışveriş yapmak üzere durduk ve kamp yemeklerimizi ve Ulvi’nin spesiyalitesi içkilerimizi aldık. Fazla aşırıya kaçmayan basit bir kamp yemeği alışverişi yaptık. Kısa bir yolculuk sonrası şehirden çıktık. Düzgün, çoğunlukla asfalt yollardan yaylaya doğru tırmanmaya başladık. Yaylaya varmadan geçtiğimiz kasabalardan yakacak odun alırız diye düşünmüştük, kolayca da buluruz demiştik ama birkaç yer dola

Sineksiz Zamanda Sinekli Yaylası

Resim
Gökhan’la bir kaçamak yapalım dedik. İkimizin arasında ayrı bir telepatik ilişki var. Aklımda Gökhan’la beraber yarı “survival” doğa yürüyüşü planları varken aradı beni. İkimiz çıkalım yola dedi. Geniş ekiplerle “kamp” organize edince, iş biraz da pikniğe dönüşüyor. Ama bizim sevdamız işi biraz daha ileri götürüp bir noktadan diğerine yürümek ve her tür malzemeyi yanımızda taşımak. Tabi taşınan malzeme de arabanın yanında yapılan kampa göre çok daha az ve çantada taşınabilecek kadar. Patikadan yürüyüşe başlangıç Bu tarz yürüyüşleri, Monoperta Kayalıkları ve Dupnisa Mağarası yürüyüşlerinde yapmıştık. O zamandan beri fiziksel kapasitemiz epeyce düştüğü için bu sefer daha kısa bir rota belirledik. Abant Gölü’nden yaklaşık 7-8 km. uzaktaki Sinekli Yaylası. Mevsim sonbahar olunca birincil risk yağmur oluyor elbette. Malzemelerimiz yeterli, eskisine göre çok daha donanımlıyız yağmura karşı. Her hava şartında, yağmura takılmadan günü kararlaştırdık. Cumartesi sabahı Gökhan’ı saat 7:00

Tren Gelir, Hoş Gelir: Episode II – Kıvılcımdan Ateşe

Resim
Lima tren setini çalışır hale getirdim, kırık parçaları tamir ettim dedim ya. Birkaç foto da çekip instagram ve whatsapp gruplarında arkadaşlarımla paylaşım. Fenerbahçe tribünlerinde tanışıp sonradan güzel bir arkadaşlık geliştirdiğimiz Onur ile yine aynı gruptan Alper’in evindeki doğum günü buluşmasında karşılaştık. Fotoğrafları görmüş, o da eskiden severmiş trenleri ama üzerine fazla eğilmemiş. Onda da bendeki gibi bir tren seti varmış. Belki o da 30 senelik. Dedi ki “sana vereyim mi onu. Benim ilgilenecek durumum yok ama atmaya da kıyamıyorum.   Eğer sen almazsan oyuncak müzesine vereceğim”. Derhal Alperlerin evden çıkıp Onurların eve gittik. O da çıkarttı treni saklandığı köşeden. Ve bana verdi. Böylece Lima sete bir kardeş gelmiş oldu. Trafosu yok, çok eski bir model, markası Hornby… Trafo yerine pilli bir set ile çalışıyor ve elektriği raylara klips ile iletiyor. Lima İtalyan malı, ölçeği 1/87 ki model trencilikte en yaygın ölçek, Hornby ise bir klasik set, İngiliz malı v